Ana içeriğe atla

Maraş’ın Özgün Değeri; Tarhana


     Tarhana karşı konulamaz lezzetiyle Maraş’ın geleneksel tatlarından bir tanesi. Her mevsim severek tükettiğimiz; katıklı aş, firik, çorba ve tarhana haliyle sofralarımızdan eksik olmayan bu besinin insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.
    Tarihçesine bakacak olursak; Maraş tarhanasına ait tarihi en güçlü verilerin, Yavuz Sultan Selim Han dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Dulkadiroğlu beyliği zamanında Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında çölü geçerken sıcaktan ve soğuktan etkilenmeyecek ve aynı zamanda çabuk bozulmayan bir gıda yapılmasını istemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim Han’ın annesi Ayşe Hatun (Gülbahar Hatun)’un bilgileri doğrultusunda ortaya Kahramanmaraş tarhanasının çıkmış olabileceği belirtilmektedir.
     Maraş tarhanasını diğer tarhana çeşitlerinden ayıran en önemli özelliklerden bir de, yapımı sırasında birçok aşamada tüketilebilir olmasıdır. İlk olarak henüz pişme aşamasında pişmiş dövme yoğurtla karıştırılarak katma aş olarak yenmekte, kuruma aşamasında firik denilen yarı kurumuş yumuşak halde ve en nihayetinde kuru sert hale geldikten sonra tarhana olarak tüketilmektedir. Kurutulduktan sonra çorba yapılarak, sıcak suda ya da et suyunda ıslanarak, yağda kızartılarak, ıslanmış tarhana yağda soğan ve salça ile birlikte kavrularak, sıcak saç veya kömür sobasının üzerinde gevretilerek, cips tarhana şeklinde çerez olarak tüketilmekte ve fındık, fıstık, ceviz ve badem gibi kuruyemişlerle birlikte yenmektedir.
     Günümüzde yanlış ve eksik beslenme alışkanlıklarının giderilmesini amaçlayan fonksiyonel özellik taşıyan ürünlere olan talepler giderek artmaktadır.En önemli özelliği yoğurdun pişirilerek kullanılmamasıdır ve bu da besin değerini artırmaktadır. Ana hammaddelerinden biri olan dövmenin kepek oranı yüksek olması sayesinde lif içeriğini zenginleştirmektedir. Glisemik indeksi yani karbonhidratları vücudumuza aldığımızda kan şekerimizi yükseltme hızı düşüktür, bu sayede daha dengeli bir kan şekeri profiline sahip olmamıza yardımcı olur. Ayrıca elzem aminoasitleri içeren bir protein kaynağıdır. Gerek sağlıklı beslenme programlarında gerek zayıflama diyetlerinde günlük beslenmenize ekleyebilirsiniz. Çorbasını ana öğünde bir kase olarak, tarhana ve firik halinde de ara öğünde 1 A4 kağıt boyutunda tercih edebilirsiniz. Kolesterol karşıtıdır. Her sağlıklı besinde olduğu gibi sağlıklı olması sınırsız tüketebileceğimiz anlamına gelmiyor. Dövme içerdiği için ekmek grubuna mensup olan bu besini fazla tüketmeniz halinde kilo alabilirsiniz. Ayrıca böbrek yetmezliği yaşayan kişilerinde sınırlı tüketmesini tavisye ederim. 

100 gramdaki enerji ve besin değeri aşağıda belirtilmiştir:


Enerji
348 kkal
Protein
13 g
Karbonhidrat
66.5 g
Yağ
2.24 g
Lİf
5.06 g
Fosfor
406 mg
Kalsiyum
249 mg
Potasyum
435 mg
Triftofan
170 mg
Lösin
1025 mg
Lİzin
1652 mg

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme

    Çevrenizde, ailenizde veya iş yerinizde böbrek yetmezliği problemleri yaşayan, diyalize giren tanıdıklarınız olabilir veya siz böbrek yetmezliği yaşıyor olabilirsiniz. . Birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek yetmezliğinde de beslenme hastalığın seyrini yavaşlatan, yaşam kalitesini artıran bir unsurdur. Böbrek yetmezliğinde kanda sodyum, potasyum ve fosfor düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle fosfor ve potasyumdan zengin besinlerin tüketimi sınırlandırılır. “Böbrek yetmezliği durumunda dört besin grubundan tüketebileceğimiz besinler ve uzak durmamız gereken besinler nelerdir?” gelin bir göz atalım.  Et Grubu       Et grubu besinler günlük protein ihtiyacımızı karşılar. Proteinler vücudumuzda kullanıldıktan sonra bazı atık maddeler oluşur.  Bu maddeler vücut için zararlıdır ve sağlıklı kişilerde böbrekler tarafından idrarla dışarıdan atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler yeterince dışarı atılamaz ve kanda birikmeye başlar. Ayrıc...

Hangi Yiyecekler Migren Ataklarını TETİKLER?

         Migren çoğunlukla ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına neden olan bir nörolojik hastalıktır.   Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.    Migren atakları kiminde yılda 1-2 defa, kiminde ise ay içerisinde defalarca görülebiliyor. Migren ağrılarının çoğu çok şiddetli seyrederek günlük yaşantımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiler.   Migren ağrılarını şiddetli baş ağrısı olmasının dışında diğer ağrılarından ayırt eden en önemli özellikle ise ağrı ile birlikte ortaya çıkan bulantı, ses ve ışığa duyarlılıktır. Migreni tetikleyen başlıca faktörler; diyet faktörleri, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.   Migren ataklarınıza neden olabilecek besinler aşağıda belirtilmiştir: ·          Depolama süresi uzun olan gıdalar, paketli gıda...