Ana içeriğe atla

Gerçekten aç mısın ?

   
     Öğün vaktiniz mi geldi? Yoksa boşluktan, sinirden veya üzüntüden dolayı atıştırmalık bir şey arayışına mı girdiniz? Duygusal değişimlerinizin dışavurumunu yeme davranışı olarak gerçekleştiriyorsanız gelin bunun neden olduğunu ve nasıl önlenebileceğini konuşalım.
      Fiziksel ve duygusal olmak üzere iki tür açlık vardır. Fiziksel açlık önceki öğünden 5-6 saat geçtikten sonra mide guruldamalarıyla, enerji düşüklüğüyle ortaya çıkan öğün vaktinizin geldiğini belirten açlıktır. Duygusal açlık ise; açlığın fizyolojik etkileri olmadan sadece duygulanıma cevaben gelen yeme isteğidir. Kişinin iş hayatında yaşadığı sorunlar, özel hayatıyla ilgili problemler, takıntılar, özgüven eksikliği gibi durumlarda yemek bir kaçış noktası olabilir.  O yüzden fiziksel ve duygusal açlığı iyi tanıyıp ona göre hareket etmeniz gerekir.
      Fiziksel ve duygusal açlık arasındaki farklar nelerdir?
  • Duygusal açlık aniden gelir. Fiziksel açlık yavaş yavaş mide guruldaması, enerji düşüklüğü, baş ağrısı gibi fizyolojik belirtilerle gelir.
  • Duygusal açlıkta belirli yiyecekler akla gelir. Bunlar özellikle pizza, çikolata veya pastane ürünleri gibi kalorisi yüksek besinlerdir. Fiziksel açlıkta pek çok seçenek kulağa hoş gelir. Doymak için özel bir besin seçilmez.
  • Duygusal açlıkta porsiyon miktarı ve doyma hissi önemsizdir. Fiziksel açlık doyma hissiyle birlikte sona erer.
  • Duygusal açlık durumunda yeme eylemi genellikle gizli yapılır, sonrasında pişmanlık ve utanç gibi duygular yaşanır. Fiziksel açlığınızı doyurmak sizi suçlu hissettirmez.
Duygusal açlık nasıl önlenir ?
  • Kişinin kendi kendini denetlemesi bu konuda önemlidir. Hangi duygu sonucu bu eğilimi gösterdiğini tespit etmesi gereklidir.
  • Yeme atağı geldiği sırada kendinize süre tanıyın. 10 dakika sonraya erteleyin mesela. O sırada dışarı çıkabilir, yürüyüş yapabilir veya müzik dinleyebilir, bu düşünceden uzaklaşabilirsiniz.
  • Bu yönelim anında en çok yöneldiğiniz besini tespit edin ve yavaş yavaş bu besin tüketiminden uzaklaşın. Tekrar yeme isteği geldiğindeyse bu besin yerine daha sağlıklı alternatifler deneyin.
  • Egzersiz yapmak desresif duygu halinden uzaklaşmanızı sağlayacağı için bu ataklarınızın da önüne geçebilir.
  • Öğün düzeninizi sağlayın. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme

    Çevrenizde, ailenizde veya iş yerinizde böbrek yetmezliği problemleri yaşayan, diyalize giren tanıdıklarınız olabilir veya siz böbrek yetmezliği yaşıyor olabilirsiniz. . Birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek yetmezliğinde de beslenme hastalığın seyrini yavaşlatan, yaşam kalitesini artıran bir unsurdur. Böbrek yetmezliğinde kanda sodyum, potasyum ve fosfor düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle fosfor ve potasyumdan zengin besinlerin tüketimi sınırlandırılır. “Böbrek yetmezliği durumunda dört besin grubundan tüketebileceğimiz besinler ve uzak durmamız gereken besinler nelerdir?” gelin bir göz atalım.  Et Grubu       Et grubu besinler günlük protein ihtiyacımızı karşılar. Proteinler vücudumuzda kullanıldıktan sonra bazı atık maddeler oluşur.  Bu maddeler vücut için zararlıdır ve sağlıklı kişilerde böbrekler tarafından idrarla dışarıdan atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler yeterince dışarı atılamaz ve kanda birikmeye başlar. Ayrıc...

Maraş’ın Özgün Değeri; Tarhana

     Tarhana karşı konulamaz lezzetiyle Maraş’ın geleneksel tatlarından bir tanesi. Her mevsim severek tükettiğimiz; katıklı aş, firik, çorba ve tarhana haliyle sofralarımızdan eksik olmayan bu besinin insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.     Tarihçesine bakacak olursak; Maraş tarhanasına ait tarihi en güçlü verilerin, Yavuz Sultan Selim Han dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Dulkadiroğlu beyliği zamanında Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında çölü geçerken sıcaktan ve soğuktan etkilenmeyecek ve aynı zamanda çabuk bozulmayan bir gıda yapılmasını istemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim Han’ın annesi Ayşe Hatun (Gülbahar Hatun)’un bilgileri doğrultusunda ortaya Kahramanmaraş tarhanasının çıkmış olabileceği belirtilmektedir.      Maraş tarhanasını diğer tarhana çeşitlerinden ayıran en önemli özelliklerden bir de, yapımı sırasında birçok aşamada tüketilebilir olmasıdır. İlk olarak henüz pişme aşamasında pişmiş d...

Hangi Yiyecekler Migren Ataklarını TETİKLER?

         Migren çoğunlukla ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına neden olan bir nörolojik hastalıktır.   Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.    Migren atakları kiminde yılda 1-2 defa, kiminde ise ay içerisinde defalarca görülebiliyor. Migren ağrılarının çoğu çok şiddetli seyrederek günlük yaşantımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiler.   Migren ağrılarını şiddetli baş ağrısı olmasının dışında diğer ağrılarından ayırt eden en önemli özellikle ise ağrı ile birlikte ortaya çıkan bulantı, ses ve ışığa duyarlılıktır. Migreni tetikleyen başlıca faktörler; diyet faktörleri, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.   Migren ataklarınıza neden olabilecek besinler aşağıda belirtilmiştir: ·          Depolama süresi uzun olan gıdalar, paketli gıda...