Ana içeriğe atla

ÇOK MU ÇOK ŞEKERİZ ?


      Başlıktan da anlaşılacağı üzere konumuz halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan diyabet. Diyabetin dünyada ve Türkiye’de  görülme sıklığı nedir? Diyabetten korunmak için neler yapılmalı? Şeker hastalığında nasıl beslenilmeli? Tüm bu soruların cevaplarını paylaşacağım sizlerle. 
      Uluslararası Diyabet Federasyonu (IDF) 7. Diyabet Atlası 2015 yılı verilerine göre dünyada;
Ø  11 yetişkinden 1’i diyabetli,
Ø  Her iki şeker hastasından biri şeker hastası olduğunu bilmiyor yani teşhis edilmemiş,
Ø  7 doğumdan 1’i gebelik şekerinden etkileniyor,
Ø  Küresel sağlık harcamalarının %12’sini oluşturuyor (673 milyar ABD Doları),
Ø  Her 6 saniyede 1 kişi diyabet hastalığından dolayı hayatını kaybediyor.
     
       Türkiye’de 20-79 yaş aralığında yaklaşık 7 milyon diyabetli bulunuyor. IDF’nin öngörülerine göre, bu sayı 2035 yılı itibariyle 12 milyona ulaşacak.
       Kronik bir metabolizma hastalığı olan diyabetin 2 türü vardır.  Tip I Diyabet sıklıkla çocukluk ve gençlik döneminde rastlanır. Ülkemizdeki diyabet hastalarının % 10’u bu tip şeker hastasıdır. Bu tip diyabette insülin hormonu vücutta yeteri kadar bulunmadığı için dışarıdan alınması gerekir. Hızlı kilo kaybı, çok su içme, sık idrara çıkma gibi belirtileri vardır.
       Tip II Diyabet genellikle ileri yaşlarda görülür. İnsülin salgılanması ilk zamanlarda varken zamanla vücut için yetersiz kalır. Obezite, ailede diyabet hastası olması, beslenme bozukluğu tip II riskini artırmaktadır.
       Diyabette medikal tedavinin yanı sıra beslenme tedavisi de birincil tedavidir.

Diyabette Beslenme Tedavisi     
       Kişinin uzun vadede sağlıklı kalabilmesi için enerji ve gereksinimine uygun bir beslenme programı oluşturarak kan şekerinin normal değerlere yakın olmasını sağlamak temel amaçtır. Şeker dalgalanmalarını önlemek için öğün düzeni 3 ana ve 3 ara öğün şeklinde olmalıdır.
Karbonhidrat
       Karbonhidratlar vücudun günlük enerji ve şeker ihtiyacını karşılar. Besinlerde bulunan karbonhidrat türleri şekerler, nişasta ve posa’dır. Karbonhidratlar vücutta kullanılabilmesi için bağırsaklarda glukoz (şeker) haline gelir. Doğru karbonhidrat seçimi şekerin seyri açısından çok önemlidir.  Günlük enerjinin %  50- 55 ‘i karbonhidrattan karşılanmalıdır. Rafine un içeren hamur işleri, çay şekeri, şekerlemeler, tatlılar, şeker içeren paketli gıdalardan uzak durulmalıdır.
• Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edilmeli,
• Pirinç yerine bulgur tercih edilmeli,
• Meyve suyu yerine meyve yenilmeli, kabuklu yenebilen meyveler iyice yıkandıktan sonra kabukları soyulmadan yenmeli.
• Günde en az 5 porsiyon sebze/meyve yenmeli.
Protein
      Vücutta büyüme, gelişme ve yıpranan hücrelerin onarımı için mutlaka protein kaynağı besinler tüketilmelidir. Diyabet vücudun protein gereksinmesini etkilemez. Günlük enerji ihtiyacının % 12-15’ini proteinlerden karşılanmalıdır.
Yağ
    Yüksek enerji içeriği olan bir besin türüdür. Sağlık için daha çok doymamış yağlar içeren zeytinyağı, fındık veya kanola yağı  gibi sıvı yağlar tüketilmelidir. Kalp damar sağlığını korumak için kuruyemişlerden (fındık, fıstık, badem, ceviz) günlük küçük bir avuç tercih edilebilir. Günlük enerjinin % 25-30 ‘u yağlardan karşılanmalı.
Öneriler
  • Yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmeli,
  • Eğer kilo fazlalığı varsa ideal kiloya ulaşılmalı,
  • Öğün atlanılmamalı,
  • Doktorunuz gerek görmedikçe insülin/ ilaç düzeyinde değişme yapılmamalı,
  • ‘Şu an tatlı yiyeyim sonra insülini fazla vurur, kan şekerimi düşürürüm’ gibi yollara başvurulmamalı,
  • Düzenli egzersiz yapılmalı,
  • Mutlaka doktor ve diyetisyen takibi olmalıdır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme

    Çevrenizde, ailenizde veya iş yerinizde böbrek yetmezliği problemleri yaşayan, diyalize giren tanıdıklarınız olabilir veya siz böbrek yetmezliği yaşıyor olabilirsiniz. . Birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek yetmezliğinde de beslenme hastalığın seyrini yavaşlatan, yaşam kalitesini artıran bir unsurdur. Böbrek yetmezliğinde kanda sodyum, potasyum ve fosfor düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle fosfor ve potasyumdan zengin besinlerin tüketimi sınırlandırılır. “Böbrek yetmezliği durumunda dört besin grubundan tüketebileceğimiz besinler ve uzak durmamız gereken besinler nelerdir?” gelin bir göz atalım.  Et Grubu       Et grubu besinler günlük protein ihtiyacımızı karşılar. Proteinler vücudumuzda kullanıldıktan sonra bazı atık maddeler oluşur.  Bu maddeler vücut için zararlıdır ve sağlıklı kişilerde böbrekler tarafından idrarla dışarıdan atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler yeterince dışarı atılamaz ve kanda birikmeye başlar. Ayrıc...

Maraş’ın Özgün Değeri; Tarhana

     Tarhana karşı konulamaz lezzetiyle Maraş’ın geleneksel tatlarından bir tanesi. Her mevsim severek tükettiğimiz; katıklı aş, firik, çorba ve tarhana haliyle sofralarımızdan eksik olmayan bu besinin insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.     Tarihçesine bakacak olursak; Maraş tarhanasına ait tarihi en güçlü verilerin, Yavuz Sultan Selim Han dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Dulkadiroğlu beyliği zamanında Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında çölü geçerken sıcaktan ve soğuktan etkilenmeyecek ve aynı zamanda çabuk bozulmayan bir gıda yapılmasını istemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim Han’ın annesi Ayşe Hatun (Gülbahar Hatun)’un bilgileri doğrultusunda ortaya Kahramanmaraş tarhanasının çıkmış olabileceği belirtilmektedir.      Maraş tarhanasını diğer tarhana çeşitlerinden ayıran en önemli özelliklerden bir de, yapımı sırasında birçok aşamada tüketilebilir olmasıdır. İlk olarak henüz pişme aşamasında pişmiş d...

Hangi Yiyecekler Migren Ataklarını TETİKLER?

         Migren çoğunlukla ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına neden olan bir nörolojik hastalıktır.   Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.    Migren atakları kiminde yılda 1-2 defa, kiminde ise ay içerisinde defalarca görülebiliyor. Migren ağrılarının çoğu çok şiddetli seyrederek günlük yaşantımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiler.   Migren ağrılarını şiddetli baş ağrısı olmasının dışında diğer ağrılarından ayırt eden en önemli özellikle ise ağrı ile birlikte ortaya çıkan bulantı, ses ve ışığa duyarlılıktır. Migreni tetikleyen başlıca faktörler; diyet faktörleri, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.   Migren ataklarınıza neden olabilecek besinler aşağıda belirtilmiştir: ·          Depolama süresi uzun olan gıdalar, paketli gıda...