Ana içeriğe atla

FİLİZLENDİR

     Herkese merhabalar. Bugün sizinle ilk yazımı paylaşacağım için konu başlığımın 'filizlendir' olmasını istedim. Bir diyetisyen olarak naçizane küçük araştırmalarımı ve bilgilerimi sizlere aktarmak istiyorum. Bu ilk adımın kendi adıma ve sizin adınıza güzel şeyler filizlendirmesini diliyorum. Doğru iletişimin bütün kapıları açacağını biliyorum. Lafı çok uzatmadan esas konum olan baklagillleri filizlendirerek tüketme trendine değinmek istiyorum. 
     Baklagil, tahıl gibi tohum olarak tükettiğimiz besinleri yeni bir tüketme biçimi. Tohumun uykuda olan bir organizmadan canlı bir organizmaya dönüşüm sürecidir filizlendirme. Peki neden baklagilleri filizlendirerek tüketelim?
     Baklagiller zengin birer bitkisel protein kaynağı olup, vücudumuz için yararlı vitamin ve mineralleri içerir. Baklagillerin diyette kullanımı kolon kanseri, hemoroidler, safra taşları, koroner kalp hastalıkları gibi birçok hastalığa karşı koruyucu olarak rol oynamaktadır. Aynı zamanda içerdiği diyet lifleri sayesinde kandaki kolesterol seviyesini düşürmektedir. Baklagiller birçok yararlı besin içerdiği gibi aynı zamanda gaz yapıcı etkileri olan anti-besinsel faktörleri (tripsin inhibitörleri, fitat ve hemaglutinin vb.) de içermektedir. Anti-besinsel faktörlerin varlığı; proteinler, nişasta ve mineraller gibi besinlerin emilimini engellediği gibi sindirilebilirliğini de azaltır.  Hal böyle olunca “baklagillerin içeriğindeki besin öğelerinden nasıl daha fazla faydalanabiliriz? “ diye düşünen bilim insanları filizlendirmeyi tercih etmişler.
       Çimlendirilmiş baklagiller ve filizler tohumlarına nazaran kayda değer ölçüde yüksek seviyede vitamin içermektedirler. Bunlar zengin C vitamini kaynaklarıdır. Yapılan çalışmalarda taze Mung fasulyesi filizlerinin her 100 gramda 50 miligramdan fazla askorbik asit (C vitamini) içerdiklerini belirtmiştir. Ayrıca filizlendirme  esnasında filizlerin zengin birer B-12 vitamini kaynağı olduklarının altı çizilmiştir.
       Çimlendirilmiş güvercin bezelyesi, börülce ve fasulye ile yapılan çalışmalarda aynı türlerin tohum haline kıyasla yukarıda bahsedilen ant-besinsel faktörlerde belirgin bir düşüş görülmüştür. Aynı zamanda bu baklagillerde kalsiyum, fosfor, magnezyum ve potasyum gibi vücut için yararlı mineraller içerir.
Soya filizi, steroller, tokoferoller, mineraller, lipidler ve fenolik bileşikleri içerir. Çalışmalar, bu filizlerin osteoporoz riskini azalttığını ve menopoz semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur. Bu tohumlar aynı zamanda östrojeniktir.

      Genel olarak çalışmaların sonucunda filizlendirilmiş baklagillerin antioksidan özelliği artmıştır. İçeriğinde bulunan antioksidanlar, inhibisyon yoluyla oksidasyonu ve hücre hasarını önler, oksidatif süreci geciktirir. Baklagillerin filizlendirilip tüketilmesi insanda oksidatif stres nedeniyle oluşan birçok hastalığı önleyebilir. Toplum olarak damak zevkimize uyar mı? Bilemiyorum. Yeni tatlar denemeyi sevenlere, tükettiği besinin içeriğinden daha fazla faydalanmak isteyenlere önerilir. Sağlıkla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme

    Çevrenizde, ailenizde veya iş yerinizde böbrek yetmezliği problemleri yaşayan, diyalize giren tanıdıklarınız olabilir veya siz böbrek yetmezliği yaşıyor olabilirsiniz. . Birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek yetmezliğinde de beslenme hastalığın seyrini yavaşlatan, yaşam kalitesini artıran bir unsurdur. Böbrek yetmezliğinde kanda sodyum, potasyum ve fosfor düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle fosfor ve potasyumdan zengin besinlerin tüketimi sınırlandırılır. “Böbrek yetmezliği durumunda dört besin grubundan tüketebileceğimiz besinler ve uzak durmamız gereken besinler nelerdir?” gelin bir göz atalım.  Et Grubu       Et grubu besinler günlük protein ihtiyacımızı karşılar. Proteinler vücudumuzda kullanıldıktan sonra bazı atık maddeler oluşur.  Bu maddeler vücut için zararlıdır ve sağlıklı kişilerde böbrekler tarafından idrarla dışarıdan atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler yeterince dışarı atılamaz ve kanda birikmeye başlar. Ayrıc...

Maraş’ın Özgün Değeri; Tarhana

     Tarhana karşı konulamaz lezzetiyle Maraş’ın geleneksel tatlarından bir tanesi. Her mevsim severek tükettiğimiz; katıklı aş, firik, çorba ve tarhana haliyle sofralarımızdan eksik olmayan bu besinin insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.     Tarihçesine bakacak olursak; Maraş tarhanasına ait tarihi en güçlü verilerin, Yavuz Sultan Selim Han dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Dulkadiroğlu beyliği zamanında Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında çölü geçerken sıcaktan ve soğuktan etkilenmeyecek ve aynı zamanda çabuk bozulmayan bir gıda yapılmasını istemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim Han’ın annesi Ayşe Hatun (Gülbahar Hatun)’un bilgileri doğrultusunda ortaya Kahramanmaraş tarhanasının çıkmış olabileceği belirtilmektedir.      Maraş tarhanasını diğer tarhana çeşitlerinden ayıran en önemli özelliklerden bir de, yapımı sırasında birçok aşamada tüketilebilir olmasıdır. İlk olarak henüz pişme aşamasında pişmiş d...

Hangi Yiyecekler Migren Ataklarını TETİKLER?

         Migren çoğunlukla ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına neden olan bir nörolojik hastalıktır.   Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.    Migren atakları kiminde yılda 1-2 defa, kiminde ise ay içerisinde defalarca görülebiliyor. Migren ağrılarının çoğu çok şiddetli seyrederek günlük yaşantımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiler.   Migren ağrılarını şiddetli baş ağrısı olmasının dışında diğer ağrılarından ayırt eden en önemli özellikle ise ağrı ile birlikte ortaya çıkan bulantı, ses ve ışığa duyarlılıktır. Migreni tetikleyen başlıca faktörler; diyet faktörleri, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.   Migren ataklarınıza neden olabilecek besinler aşağıda belirtilmiştir: ·          Depolama süresi uzun olan gıdalar, paketli gıda...