Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

GLUTENSİZ MARAŞ TARHANASI ÜRETİMİ

An Overview Of Some Applications Of The Microencapsulation Techique in Dairy Technology

Starter ve Non-Starter Bakterilerin Olgunlaşma Sürecindeki Peynirlerde Biyojen Amin Üretimine Etkisi

KARABUĞDAY

Karabuğday Polygoneaceae familyasına ait tek yıllık bir bitkidir. Tahıllarla hiçbir akrabalık bağlantısı yoktur. Karabuğday, tahıllarla hem benzerlik hem de farklılık gösteren pseudo-cereal (tahıl benzeri) grubuna mensuptur. Yaygın karabuğday türü ( Fagopyrumesculen­tum Moench) ve Tatar karabuğdayı (TartaryBuckwheat- Fagopyrumtataricum Gaerth) gıda kaynağı olarak en çok üretimi yapılan karabuğday tür­leridir. Karabuğday proteinleri albumin ve globulin bakımından zengin iken, glutelin ve prolamin içeriği bakımından fakir olduğundan dolayı glutensiz diyete uygundur. Gluten içermediğinden dolayı çölyak hastaları için mükemmel bir besin kaynağı olan karabuğday lisin ve arginin bakımından zengin olan aminoasit kompozisyonu sebebiyle proteini yüksek biyolojik değere sahiptir. Yapısında rutin ve quercetin adlı antioksidanları bulundurur. Bu antioksidanlar kronik toplardamar yetersizliğinin tedavisinde dikkate alınır­lar. Karabuğday tahıllarla hemen hemen aynı oranda nişasta ve lif içeri...

Oruç ve Sağlık

     Ramazan ayı bize birbirimize karşı hoşgörülü olmayı, empati kurabilmeyi , kötü düşünceler ve fiillerden arınmayı hatırlatır. Bedenimizin de bu süreçte sağlıklı kalabilmesi ve toksinlerden arınabilmemiz için nasıl beslenmemiz gerekiyor? Gelin bir göz atalım.       Ramazanda uzun süren açlıklar, öğün sayısının azalması vücudun   biyolojik ritmini etkilemektedir. Uzun süreli açlık halsizlik, dikkat dağınıklığı, migren atakları, hazımsızlık gibi birçok probleme neden olabiliyor. İftarda ağır ve yağlı yemek tercihi, büyük porsiyonlar tüketmek yine sindirim problemlerine neden olur. Bu tür sorunların yaşanmaması için iftar ve sahur için sağlıklı menüler oluşturulmalıdır. Sahur kesinlikle atlanmamalıdır.        Sahur için kahvaltı hazmı kolay olacağı için doğru bir tercihtir. Protein kaynağı olarak tok tutma özelliği nedeniyle yumurta, az tuzlu peynir, yoğurt veya süt tercih edilmelidir. Yağ kaynağı ...

HİBİSKUS: Bamya Çiçeği Çayı

      Soğuk havalarda    bağışıklığımızı yüksek tutmak için C vitaminine olan ihtiyacımız artar. Genel olarak bilinen C vitamini kaynaklarının yanında biraz kenarda köşede kalmış C vitamininden zengin   bamya çiçeğinden bahsedelim biraz.               Tür adı   Hibiskus sabdariffa     olan bamya çiçeği, ülkemizde Ege ve Marmara Bölgesi başta olmak üzere     Tokat, Amasya gibi birçok şehrimizde yetiştirilmektedir. Bamya çiçeğinin kurutulmasıyla elde edilen çayının insan vücuduna birçok faydası bulunmaktadır.   Amerikan Kalp Derneği’nin yaptığı araştırmalarda hibiskusun hipertansiyonu olan bireylerde kan basıncını   düşürdüğü ortaya çıkmıştır. Genel olarak hibiskus çayının faydaları: ·          Kan şekerini düzenler. Özellikle Tip 2 Diyabet hastalarına önerilir. ·       ...

Çocuğum Ne Yemesin?

      Okul dönemlerinde klinikteki hastalarımdan sık sık   “okul başladığı için diyete ve egzersize sadık kalamıyoruz, aksatıyoruz” gibi cümleler duymaktayım. Yaz tatillerinde çocukları için diyetisyene başvuran aile sayısı artarken kış döneminde kontrollere gelişlerde çok belirgin bir düşüş oluyor. Gelecek yaz dönemi tekrar başvurulduğunda ise çocuk 20 kg almış olarak geliyor. Abarttığımı düşünmeyin lütfen, çok fazla örnek var bu şekilde başvurularda.      Özellikle geçiş sınavlarından dolayı aileler ve sistem tarafından çocuklara sürekli hareketsiz ve asosyal yaşantı empoze edilmekte. Bu konuda söylemek istediğim çok şey var. Ben çocuklarımızı 12 yaşında 80 kg ya da erken ergenlik yüzünden uzayamayan çocuklar olarak görmek istemiyorum. Liseye geçiş sınavı yüzünden masa başına sabitlediğimiz çocuklar için çok üzülüyorum aynı şey üniversiteye hazırlanan gençlerimiz içinde geçerli. Unutmayalım ki, okul ve sınavlar her zaman hayatım...

Türk Kadını

      Hergün kadına şiddeti konuşuyoruz, kadın erkek eşitliği hakkında söylemlerde bulunuyoruz. Şu kadınlar günü vesilesiyle ‘durum benim gözümde nasıl?’ bunu dile getirmek istiyorum.     Ülke olarak Ata’mızın gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmaya çalışırken kadına verdiğimiz değer konusunda sürekli geriye doğru bir gidiş yaşıyoruz. Geçmişten bugüne Türk tarihi göz önünde bulundurulduğunda Türk kadını şu günlerdeki yaşadığı zorlukları hiçbir zaman yaşamamıştır. 2002- 2015 yılları arasında 5406 kadınımız cinayete kurban gitmiştir.   Şu an Türkiye’ de yaşayan her 2 kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor. TÜİK verilerine göre ise son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Daha zihinsel ve fiziksel gelişimini tamamlayamadan evlendiriliyorlar.        Ülkenin kalkınmasını dillerine pelesenk eden insanlar ise kadının iş hayatına katılımını lüzumsuz buluyor. TÜİK verilerine göre ...

Yemekten Sonra Neden Uykumuz Gelir?

     Uyku ve beslenme davranışı enerji dengesini sağlar. Doğal koşullar altında her ikisi rekabet ve devirsellik içindedir.  Bilimsel olarak postprandial uyku olarak belirttiğimiz yemek sonrası uyku hali, besin içerikleri, porsiyon büyüklükleri, hormonlar ve diğer fizyolojik faktörlerle ilişkilidir.     Günlük uyku ihtiyacı kişiden kişiye değişse de ortalama 7-8 saat arasındadır. Bebekler günü yarısından fazlasını uykuda geçirirler. Yaşlılarda bu süre 5-6 saate kadar iner. Uyku bozukluklarında beslenmede önemli bir faktördür. Örneğin; huzursuz bacak sendromu olan birçok hasta kanda düşük ferritin düzeyine sahiptir. Obezite uyku apnesinin gelişmesinde büyük bir risk faktörüdür. Günde 7 saatten az gece uykusunun leptin seviyesini düşürdüğü ve iştahı artıran ghrelin düzeyini artırarak obeziteye neden olduğu belirtilmektedir. Gelin, uyku ve besin öğeleri arasındaki ilişkiyi inceleyelim. Uyku ve Karbonhidratların ilişkisi:      Öğünlerd...

Nedensiz Kilo Artışı Olmaz

     Kilolarımızın ritmik olarak artmasına sahip olduğumuz yanlış beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzı neden olabiliyorken aynı zamanda hastalıklar da bu durumu etkilemektedir. Bu nedenle obezite tedavisine multidisipliner yaklaşım çok önemlidir. Bireyin bütün tanıları, kan bulguları diyet için çizilecek yolu belirler. Beslenme tedavisi ile birlikte sahip olduğumuz hastalığın medikal tedavi ve takibi mutlaka yapılmalıdır. Obeziteye bağlı olarak Tip 2 Diyabet, hipertansiyon, yüksek kolesterol düzeyi, kalp hastalıkları, eklem hastalıkları, uyku apnesi, alkol alımına bağlı olmayan yağlı karaciğer gibi bir çok hastalık gelişmektedir. Obezitenin birçok sebebi olabilir ve obezite birçok hastalığın sebebi olabilir ancak bu yazımda benim mercek tuttuğum konu obstrüktif uyku apnesi sendromu oldu. Uyku apnesi ve obezite birbiri içinde döngü halinde olan hastalıklardır. Uyku apneli hastalarda obezitenin birincil risk faktörü olarak görülme oranı % 40’dan fazladır. Vücut ...

Bedenimizin Yeşil Dostlarından Dereotu

    Kış mevsiminde her soframızda bol bol yeşillikler olsun. Bol posa, K vitamini, C vitamini ve potasyum içerikleriyle yeşil sebzeler sağlığımızı korumada büyük pay sahibi.  Kıvırcık, dereotu, roka, maydanoz, mor lahana, brokoli gibi birçok sebze sofralarımız süslüyor. Konuyu biraz daha özelleştirip ‘dereotu vücudumuz için ne kadar faydalı?’ bir göz atalım.     Dereotu Eski Yunan, Roma ve Mısır medeniyetleri tarafından tıbbi bitki olarak kullanılmıştır. Özellikle İran mutfağında büyük bir yer edinmiştir. İran’da ana yemeğe eşlik eden çeşit çeşit pilavlar vardır. Bu pilavlar zerdeçal, tarçın, maydanoz veya dereotu gibi aroma içeren çeşnilerle zengin bir tat skalasına sahiptir. Bu nedenle İran pilavları kokulu olmalarıyla bilinir. Aynı zamanda İran’da halk tedavi edici amaçlı sık sık dereotuna başvurur. Bundan dolayı dereotuyla ilgili araştırmaların çoğu İran laboratuvarlarından çıkmaktadır.      Yüksek miktarda içerdiği u...

Hangi Yiyecekler Migren Ataklarını TETİKLER?

         Migren çoğunlukla ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına neden olan bir nörolojik hastalıktır.   Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.    Migren atakları kiminde yılda 1-2 defa, kiminde ise ay içerisinde defalarca görülebiliyor. Migren ağrılarının çoğu çok şiddetli seyrederek günlük yaşantımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiler.   Migren ağrılarını şiddetli baş ağrısı olmasının dışında diğer ağrılarından ayırt eden en önemli özellikle ise ağrı ile birlikte ortaya çıkan bulantı, ses ve ışığa duyarlılıktır. Migreni tetikleyen başlıca faktörler; diyet faktörleri, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.   Migren ataklarınıza neden olabilecek besinler aşağıda belirtilmiştir: ·          Depolama süresi uzun olan gıdalar, paketli gıda...

Gerçekten aç mısın ?

         Öğün vaktiniz mi geldi? Yoksa boşluktan, sinirden veya üzüntüden dolayı atıştırmalık bir şey arayışına mı girdiniz? Duygusal değişimlerinizin dışavurumunu yeme davranışı olarak gerçekleştiriyorsanız gelin bunun neden olduğunu ve nasıl önlenebileceğini konuşalım.       Fiziksel ve duygusal olmak üzere iki tür açlık vardır. Fiziksel açlık önceki öğünden 5-6 saat geçtikten sonra mide guruldamalarıyla, enerji düşüklüğüyle ortaya çıkan öğün vaktinizin geldiğini belirten açlıktır. Duygusal açlık ise; açlığın fizyolojik etkileri olmadan sadece duygulanıma cevaben gelen yeme isteğidir. Kişinin iş hayatında yaşadığı sorunlar, özel hayatıyla ilgili problemler, takıntılar, özgüven eksikliği gibi durumlarda yemek bir kaçış noktası olabilir.  O yüzden fiziksel ve duygusal açlığı iyi tanıyıp ona göre hareket etmeniz gerekir.       Fiziksel ve duygusal açlık arasındaki farklar nelerdir? Duygusal ...

YO YO SENDROMU

       Sizde dönem dönem diyete giren, sık sık ciddi kilolar verip geri alan insanlardan mısınız? Bu kilo alıp verme döngüsünün nedenleri nedir? Verdiğimiz kiloları tekrar almaktan nasıl korunuruz? Bunların cevabı bu satırlarda.        Çok sık ve yanlış uygulamalarla yapılan diyetler sonrası hızla verilen kiloların geri alınmasına ‘yo yo sendromu’ denilmektedir. Aç kalarak yapılan diyetlerin ardından kişi normal yeme düzenine geçtiğinde vücut kendini koruma düşüncesiyle aldığı enerjiyi depo etmeye başlar. Bu kısır döngüye girmemek gerekir. Çünkü her kilo alıp verişte alınan kiloların verilmesi zorlaşacaktır. Yapılan çalışmalar ağırlık kaybının %5 ile %10’ unun bile 6 ay süresince muhakkak korunması gerektiğini göstermiştir. Korunmadığı bir şeylerin ters gittiğini gösterir.               Nedenleri: Diüretik (idrar söktürücü) kullanımı, Bilinçsiz zayıflama  ilacı kullanımı, ...

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme

    Çevrenizde, ailenizde veya iş yerinizde böbrek yetmezliği problemleri yaşayan, diyalize giren tanıdıklarınız olabilir veya siz böbrek yetmezliği yaşıyor olabilirsiniz. . Birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek yetmezliğinde de beslenme hastalığın seyrini yavaşlatan, yaşam kalitesini artıran bir unsurdur. Böbrek yetmezliğinde kanda sodyum, potasyum ve fosfor düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle fosfor ve potasyumdan zengin besinlerin tüketimi sınırlandırılır. “Böbrek yetmezliği durumunda dört besin grubundan tüketebileceğimiz besinler ve uzak durmamız gereken besinler nelerdir?” gelin bir göz atalım.  Et Grubu       Et grubu besinler günlük protein ihtiyacımızı karşılar. Proteinler vücudumuzda kullanıldıktan sonra bazı atık maddeler oluşur.  Bu maddeler vücut için zararlıdır ve sağlıklı kişilerde böbrekler tarafından idrarla dışarıdan atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler yeterince dışarı atılamaz ve kanda birikmeye başlar. Ayrıc...

ÇÖLYAK

     Çölyak hastalığı ince bağırsağın, GLUTEN adlı proteine karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi, hassasiyetidir.   Tükettiğimiz besinler ince bağırsakta bileşenlerine ayrıştırılarak kana karışır. Vücudumuzun yeterince gıda alabilmesi, ince bağırsakta çok sayıda bulunan ve villus çıkıntıları olarak adlandırılan kıvrımlar tarafından sağlanır. Çölyak hastaları gluten içeren besinleri tükettiklerinde villus çıkıntılarında tahribata neden olarak kıvrımlar azalıp küçülürler. Böylelikle barsak yüzölçümü giderek azalır ve gıdalar yeterince emilemez. Sonuçta besin yetersizliği ve hastalık belirtileri görülür. Tedavi sıkı bir glutensiz diyettir. Günlük 50 mg gluten alımı bile hasarın devam etmesine neden olur (ki 1 dilim buğday ekmeği 1.6 gram gluten içerir).     Türkiye’ de tahmini çölyak hastası sayısı 700.000’dir. Diğer bir deyişle her sağlıklı 100 kişiden 1 çölyak hastasıdır.      Anne sütü ile beslenme süresi, glut...