Ana içeriğe atla

Oruç ve Sağlık



     Ramazan ayı bize birbirimize karşı hoşgörülü olmayı, empati kurabilmeyi , kötü düşünceler ve fiillerden arınmayı hatırlatır. Bedenimizin de bu süreçte sağlıklı kalabilmesi ve toksinlerden arınabilmemiz için nasıl beslenmemiz gerekiyor? Gelin bir göz atalım.
      Ramazanda uzun süren açlıklar, öğün sayısının azalması vücudun  biyolojik ritmini etkilemektedir. Uzun süreli açlık halsizlik, dikkat dağınıklığı, migren atakları, hazımsızlık gibi birçok probleme neden olabiliyor. İftarda ağır ve yağlı yemek tercihi, büyük porsiyonlar tüketmek yine sindirim problemlerine neden olur. Bu tür sorunların yaşanmaması için iftar ve sahur için sağlıklı menüler oluşturulmalıdır. Sahur kesinlikle atlanmamalıdır.
       Sahur için kahvaltı hazmı kolay olacağı için doğru bir tercihtir. Protein kaynağı olarak tok tutma özelliği nedeniyle yumurta, az tuzlu peynir, yoğurt veya süt tercih edilmelidir. Yağ kaynağı olarak salamura bir ürün olduğu için zeytin tüketimi yerine kavrulmamış kuru yemişler daha uygun olacaktır. Yağda pişmiş, kızarmış yemekler tercih edilmemelidir. Tuz içeriği yüksek olan salam, sucuk gibi besinler tüketilmemelidir. Bol sebze, salata, yeşillik sindirim sağlayacağı için tercih edilmelidir. Tahıl grubu olarak tam tahıllı ekmekler veya yulaf ezmesi glisemik indeksi düşük olduğu ve gün içinde şekerimizin dengesini sağlayacağı için tüketilmelidir. Bal, reçel gibi şeker içeriği yüksek besinler susamayı artıracağı için onlardan uzak durulmalıdır.
      İftara çorba ile başlamak iyi bir tercih olacaktır. Çorbayı içtikten sonra 5-10 dakika beklemek, mideyi dinlendirmek iftar sonrası şişkinliği önleyecektir. Ana yemek olarak zeytinyağlı veya etli bir sebze yemeği olabileceği gibi ızgara et, tavuk veya balık da tercih edilebilir. Menüde küçük bir porsiyon pilav veya pide olabilir. Bol miktarda salata lif kaynağı olacağı için kabızlığı önleyecektir. İftar sofralarının vazgeçilmezi tatlılar konusunda doğru tercih yapmak kilo kontrolünü sağlamak adına önemlidir. Hamur işi, yağda kızarmış ve şerbetli tatlılardan kaçınılmalıdır. Onun yerine haftanın 2 günü yapacağınız sütlü tatlı veya dondurma tercihi daha sağlıklı ve hafif olacaktır. İftarda içecek olarak kesinlikle asitli içecekler, paketli meyve suları, meyveli soda veya soğuk çay çeşitleri tercih edilmemelidir. Ev yapımı limonata, ayran, sıkılmış meyve suyu veya ramazan şerbetleri ferahlamak için uygundur. Vücudun su ihtiyacını karşılamak için mutlaka 8- 10 bardak su tüketimi olmalıdır.
       Ramazan ayında sık sık yaşanan kabızlık önüne geçmek amacıyla  iftara başlarken su ve kuru kayısıyla açmak fayda sağlar. Meyve, sebze ve tam tahıllar posa kaynağı olduğu için yine sindirimin kolaylaşmasına yardımcı olur. Probiyotik kaynağı olarak kefir tercih etmek barsak düzenini sağlayabilir, kefir tüketimi yoksa probiyotik besin takviyesi tercih edilmelidir. Sağlıklı, huzurlu, mutlu ve sevdiklerinizle geçireceğiniz nice ramazanlar dilerim. 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Böbrek Yetmezliğinde Beslenme

    Çevrenizde, ailenizde veya iş yerinizde böbrek yetmezliği problemleri yaşayan, diyalize giren tanıdıklarınız olabilir veya siz böbrek yetmezliği yaşıyor olabilirsiniz. . Birçok hastalıkta olduğu gibi böbrek yetmezliğinde de beslenme hastalığın seyrini yavaşlatan, yaşam kalitesini artıran bir unsurdur. Böbrek yetmezliğinde kanda sodyum, potasyum ve fosfor düzeyi çok önemlidir. Bu nedenle fosfor ve potasyumdan zengin besinlerin tüketimi sınırlandırılır. “Böbrek yetmezliği durumunda dört besin grubundan tüketebileceğimiz besinler ve uzak durmamız gereken besinler nelerdir?” gelin bir göz atalım.  Et Grubu       Et grubu besinler günlük protein ihtiyacımızı karşılar. Proteinler vücudumuzda kullanıldıktan sonra bazı atık maddeler oluşur.  Bu maddeler vücut için zararlıdır ve sağlıklı kişilerde böbrekler tarafından idrarla dışarıdan atılır. Böbrek yetersizliği varsa bu maddeler yeterince dışarı atılamaz ve kanda birikmeye başlar. Ayrıc...

Maraş’ın Özgün Değeri; Tarhana

     Tarhana karşı konulamaz lezzetiyle Maraş’ın geleneksel tatlarından bir tanesi. Her mevsim severek tükettiğimiz; katıklı aş, firik, çorba ve tarhana haliyle sofralarımızdan eksik olmayan bu besinin insan sağlığına faydaları saymakla bitmiyor.     Tarihçesine bakacak olursak; Maraş tarhanasına ait tarihi en güçlü verilerin, Yavuz Sultan Selim Han dönemine ait olduğu düşünülmektedir. Dulkadiroğlu beyliği zamanında Yavuz Sultan Selim Han, Mısır seferi sırasında çölü geçerken sıcaktan ve soğuktan etkilenmeyecek ve aynı zamanda çabuk bozulmayan bir gıda yapılmasını istemesi üzerine, Yavuz Sultan Selim Han’ın annesi Ayşe Hatun (Gülbahar Hatun)’un bilgileri doğrultusunda ortaya Kahramanmaraş tarhanasının çıkmış olabileceği belirtilmektedir.      Maraş tarhanasını diğer tarhana çeşitlerinden ayıran en önemli özelliklerden bir de, yapımı sırasında birçok aşamada tüketilebilir olmasıdır. İlk olarak henüz pişme aşamasında pişmiş d...

Hangi Yiyecekler Migren Ataklarını TETİKLER?

         Migren çoğunlukla ataklar halinde gelen şiddetli baş ağrılarına neden olan bir nörolojik hastalıktır.   Migren hormonlarının aktif olduğu genç yaşlardaki kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşmaktadır.    Migren atakları kiminde yılda 1-2 defa, kiminde ise ay içerisinde defalarca görülebiliyor. Migren ağrılarının çoğu çok şiddetli seyrederek günlük yaşantımızı, iş hayatımızı ve sosyal hayatımızı olumsuz olarak etkiler.   Migren ağrılarını şiddetli baş ağrısı olmasının dışında diğer ağrılarından ayırt eden en önemli özellikle ise ağrı ile birlikte ortaya çıkan bulantı, ses ve ışığa duyarlılıktır. Migreni tetikleyen başlıca faktörler; diyet faktörleri, stres, hormonal değişiklikler, uyku düzeni, iklimsel değişiklikler ve kişisel bazı alışkanlıklardır.   Migren ataklarınıza neden olabilecek besinler aşağıda belirtilmiştir: ·          Depolama süresi uzun olan gıdalar, paketli gıda...