Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Oruç ve Sağlık

     Ramazan ayı bize birbirimize karşı hoşgörülü olmayı, empati kurabilmeyi , kötü düşünceler ve fiillerden arınmayı hatırlatır. Bedenimizin de bu süreçte sağlıklı kalabilmesi ve toksinlerden arınabilmemiz için nasıl beslenmemiz gerekiyor? Gelin bir göz atalım.       Ramazanda uzun süren açlıklar, öğün sayısının azalması vücudun   biyolojik ritmini etkilemektedir. Uzun süreli açlık halsizlik, dikkat dağınıklığı, migren atakları, hazımsızlık gibi birçok probleme neden olabiliyor. İftarda ağır ve yağlı yemek tercihi, büyük porsiyonlar tüketmek yine sindirim problemlerine neden olur. Bu tür sorunların yaşanmaması için iftar ve sahur için sağlıklı menüler oluşturulmalıdır. Sahur kesinlikle atlanmamalıdır.        Sahur için kahvaltı hazmı kolay olacağı için doğru bir tercihtir. Protein kaynağı olarak tok tutma özelliği nedeniyle yumurta, az tuzlu peynir, yoğurt veya süt tercih edilmelidir. Yağ kaynağı ...

HİBİSKUS: Bamya Çiçeği Çayı

      Soğuk havalarda    bağışıklığımızı yüksek tutmak için C vitaminine olan ihtiyacımız artar. Genel olarak bilinen C vitamini kaynaklarının yanında biraz kenarda köşede kalmış C vitamininden zengin   bamya çiçeğinden bahsedelim biraz.               Tür adı   Hibiskus sabdariffa     olan bamya çiçeği, ülkemizde Ege ve Marmara Bölgesi başta olmak üzere     Tokat, Amasya gibi birçok şehrimizde yetiştirilmektedir. Bamya çiçeğinin kurutulmasıyla elde edilen çayının insan vücuduna birçok faydası bulunmaktadır.   Amerikan Kalp Derneği’nin yaptığı araştırmalarda hibiskusun hipertansiyonu olan bireylerde kan basıncını   düşürdüğü ortaya çıkmıştır. Genel olarak hibiskus çayının faydaları: ·          Kan şekerini düzenler. Özellikle Tip 2 Diyabet hastalarına önerilir. ·       ...

Çocuğum Ne Yemesin?

      Okul dönemlerinde klinikteki hastalarımdan sık sık   “okul başladığı için diyete ve egzersize sadık kalamıyoruz, aksatıyoruz” gibi cümleler duymaktayım. Yaz tatillerinde çocukları için diyetisyene başvuran aile sayısı artarken kış döneminde kontrollere gelişlerde çok belirgin bir düşüş oluyor. Gelecek yaz dönemi tekrar başvurulduğunda ise çocuk 20 kg almış olarak geliyor. Abarttığımı düşünmeyin lütfen, çok fazla örnek var bu şekilde başvurularda.      Özellikle geçiş sınavlarından dolayı aileler ve sistem tarafından çocuklara sürekli hareketsiz ve asosyal yaşantı empoze edilmekte. Bu konuda söylemek istediğim çok şey var. Ben çocuklarımızı 12 yaşında 80 kg ya da erken ergenlik yüzünden uzayamayan çocuklar olarak görmek istemiyorum. Liseye geçiş sınavı yüzünden masa başına sabitlediğimiz çocuklar için çok üzülüyorum aynı şey üniversiteye hazırlanan gençlerimiz içinde geçerli. Unutmayalım ki, okul ve sınavlar her zaman hayatım...

Türk Kadını

      Hergün kadına şiddeti konuşuyoruz, kadın erkek eşitliği hakkında söylemlerde bulunuyoruz. Şu kadınlar günü vesilesiyle ‘durum benim gözümde nasıl?’ bunu dile getirmek istiyorum.     Ülke olarak Ata’mızın gösterdiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmaya çalışırken kadına verdiğimiz değer konusunda sürekli geriye doğru bir gidiş yaşıyoruz. Geçmişten bugüne Türk tarihi göz önünde bulundurulduğunda Türk kadını şu günlerdeki yaşadığı zorlukları hiçbir zaman yaşamamıştır. 2002- 2015 yılları arasında 5406 kadınımız cinayete kurban gitmiştir.   Şu an Türkiye’ de yaşayan her 2 kadından biri fiziksel veya cinsel şiddete maruz bırakılıyor. TÜİK verilerine göre ise son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. Daha zihinsel ve fiziksel gelişimini tamamlayamadan evlendiriliyorlar.        Ülkenin kalkınmasını dillerine pelesenk eden insanlar ise kadının iş hayatına katılımını lüzumsuz buluyor. TÜİK verilerine göre ...